Ormanlı Gece Uçuşu

Ben bu satırları yazarken Kağan ormanlıda uçuyor olmalı .. Ben hastayım,
rüzgar patlak, yönü de çok doğu, kılım döndü, vs diye tembellik edip
gitmedim ama herif yola çıkar çıkmaz rüzgar düzelmeye başladı … Naapalım
ben de her güzel bi uçuş kaçıran pilot gibi hayata küsüp evde otururum,
dövünürüm, karalar bağlarım, bişeyler buluruz yapacak yani …

Mimcan da mail atmış onu bile yeni görüyorum, aah ahh, şimdi Mimcan ile
Kağan tip to tip uçuyolardır … Yok hava da karardı, dönüşe geçmiş olsalar
bari, yani ben yaptım o haltı da oradan biliyorum, güneş battıktan sonra
karanlık oluyo hava, endişelenirim ben … Neyse ki kağan yanına biri yeşil
biri kırmızı, diğeri de (ne renkti Korhan?) … her neyse sağa sola ışıklar
saçarak yanar-döner gidiyodur şindi …

[Bir hafta önce] :

Continue reading “Ormanlı Gece Uçuşu”

Federasyon: genel bir bakış

Siz bir spor ile uğraşıyorsunuz. Bölgenizde bu konuda zaten daha önce bir
organizasyon (dernek vs) varsa ona üye oluyorsunuz, yoksa yeteri kadar insan
bi araya gelip böle bişeyi siz kuruyorsunuz. Böylece iştigal ettiğiniz
konuyla ilgili olarak isteklerinizi/sorunlarınızı sizin adınıza her türlü
platforma götürebilecek bir tüzel kişilik oluşmuş oluyor, ve bu tüzel
kişiliğin gücü sinerji sayesinde bağımsız bireylerin gücünden daha fazla
oluyor. Organizasyonun üyeleri, organizasyon tarafından TEMSIL ediliyorlar.

Sonra bi gün bi bakıyosunuz ülke çapında başka yerlerde de sizinkine benzer
oluşumlar var ve onlar da sizinle aynı sorunları çözmeye çalışıyor. Bu sefer
ne yapıyorsunuz, yerel organizasyonların üyesi olduğu bir üst organizasyon
oluşturuyorsunuz. Bu üst organizasyonda her alt üye organizasyondan bir
TEMSILci bulunuyor. Yani üst organizasyonu meydana getiren alt
organizasyonlar, üst organizasyon içinde TEMSIL ediliyorlar.
Biz de bu üst organizasyona FEDERASYON diyoruz.

Böylece, bir organizasyon ağacı içinde, en küçük bireyler, en üst düzeylere
kadar TEMSIL ediliyorlar. Bu, federasyonun temel amacı.
Demokratik ortamlarda, her kişi ve kurum, demokratik olarak kendi seçtikleri
TEMSILciler tarafından bir üst seviyede TEMSIL ediliyorlar. Bu da,
federasyonun temel yapısı.

Çok teorik gittiysek hemen basit bir örnek verelim:
Denizlideki pilotlar artık yeteri kadar sayıya ulaştıklarını düşünüp
DENHAVKı kurarlar. Demokratik bi şekilde seçim yaparlar ve kendilerini
TEMSIL edecek bir yönetim kurulu seçerler. Bu arada Istanbul’da Albatros,
Ankara’da Flying Turkeys ve İzmir’de Deadalus da resmi kuruluşlarını
tamamlamıştır. Daha sonra bu organizasyonların yönetimleri bir araya gelerek
ortak sorunlarını çözmek amacıyla bir federasyon kurarlar, yine demokratik
bir seçimle bir federasyon başkanı ve başka gerekli kişiler seçilir. Bu
federasyon da FAI ve diğer organizasyonlara üye olur. Artık her pilot kendi
yerel bölgesindeki organizasyona üye olarak KENDİ SEÇTİĞİ KİŞİLER TARAFINDAN
en üst düzeye kadar TEMSİL EDİLİR.

Buraya kadar büyük harfle yazarak vurgulamak istediğim noktalara bakarsak,
benim için federasyonun anlamının, demokratik olarak kendi seçtiğim kişiler
tarafından temsil edilmek olduğunu sanırım anlatabilmişimdir.

Eğer THK’na federasyon yetkisi verildiyse biz orada nasıl temsil ediliyoruz
? Bizim seçmediğimiz ve bizi temsil etmeyen bir kurul/kurum bizim hakkımızda
bağlayıcı ve yaptırımı olan kararlar alabiliyor ve alabilecekse bu nasıl
federasyon, bu nasıl demokrasi ?
Şimdi bu noktada THK’yı suçlamanın hiiiiç bi faydası yok arkadaşlar. Siz
istediğinizi söyleyin, adamlar ne diycek “aa haklısınız, pardon!”mu ? :))

Bu noktada yapılması gereken, federasyona giden süreci hızlandırmaktan
ibarettir. Zaten çoktan bu yoldayız ve bu konuda da küçümsenmeyecek bir yol
aldık. Her geçen gün bu sporu yapanların sayısı, dolayısıyla taban artıyor.
Daha dün ülkede bu konuda hiçbir sivil dernek yokken bugün sayıları
artmakta. Yarın bu dernekler vs yeteri bir taban oluşturunca sıra
federasyona gelecek.

THK’nın federasyon yetkisi alması demek, THK’nın federasyon olmuş olduğu
anlamına gelmez, yani gerçek bir federasyon kurulmasına engel değil (ama bu
engel olmaya çalışmayacakları anlamına gelmiyo). Sadece doğal yollardan bir
federasyon doğana kadar geçen boşluğu dolduracaklar.
Sonra ne mi olacak, eğer resmen federasyon olamazsak da gölge federasyon
olacağız, bir süre THK ile yetki çatışması yaşayacağız (hem kendi devletimiz
nezdinde hem de yabancı üst kurumlar (FAI,vs) nezdinde) ama eninde sonunda
pilotları gerçekte kim TEMSIL ediyorsa herkes onu tanımak zorunda kalacak ..
işin doğası böyle işliyor çünkü, TEMSIL kimdeyse, güç onda ….

Bunun güncel örnekleri çeşitli ülkelerde yaşanıyor halen.. hatta bazıları
hızını alamamış iki federasyon kurmuşlar birbirleriyle dalaşıyolar, yetki
senin yetki benim diye, FAI filan da hangisini tanıyacağını şaşırmış :) Bu
gibi hatalara da düşmezsek, almanyadaki DHV veya ingilteredeki BHPA benzeri
doğru dürüst bir federasyona sahip olmamamız için bir sebep göremiyorum,
tren kaçmış filan değil arkadaşlar, çünkü o treni bizim yapmamız gerekiyor.
Bu bağlamda dernekleşmek, toplanıp ortak kurallar/eğitimler konusunda
anlaşmak gibi adımlar gayet sağlam adımlardır ve devamlılıklarının
sağlanması gerekir.

Bu arada abi hemen işe koyulalım, bi ay bilemedin iki ay içinde bu işi
halledelim diyenlere de allah kolaylık versin diyorum, çünkü herşeyden önce
bu bir süreç işi .. yetersiz altyapıyla sağlam bir federasyon
oluşturamazsınız.
Öncelikle bu sporu yapan kişi sayısı artacak (her geçen gün artıyor zaten),
daha sonra bir takım sorunlar yaşanacak (malum) ve bu sorunların çözümü
yönünde doğal bir istek belirecek (bu da hakeza), insanlar bu sorunlarını ve
seslerini tek tek değil bir TEMSIL sistemi içinde çözebileceklerini
farkedecekler (gün aydı çoktan) sonra örgütlenme başlayacak (dernekler
kurulmaya başladı bile) ve yerel bazda örgütlenmeler yeterli bi düzeye
geldiği zaman (hadi, hadii) sıra federasyona gelecek (azz sonraa).

Tabii bu anlattıklarım işin çook genel bir görünümü. Arada konuşulması,
çözülmesi gereken sayısız detay var, ama bu detaylarda boğulmadan önce
kurmaya çalıştığımız sistemin özünü hatırlatmak istedim.

Ben federasyonlu günleri ne çok yakında ne de çok uzakta görüyorum, sonuçta
bu hiç bitmeyecek bir süreç, biz de en iyisi hep işin başında olduğumuzu
düşünüp, “türk gibi başlama” deyiminin hakkını verelim, hadi bakalım kolay
gelsin.