İnönü 2 (SKK)

Sabah 7:30 gibi kahvaltımızı hallettikten sonra brifing salonunda toplandık.
Orhan hoca ve asistanları Mevlüt ve Murat ile tanıştıktan sonra bizlere
kısaca sertifika kontrol kursunun amacı ve bizden neler beklediklerini
anlattılar. Orhan hoca açık olarak bu kontrol kursunun pilot seviyesindeki
kişilere yönelik olduğunu ve amacının ağustos sonunda inönüde yapılacak olan
türkiye şampiyonasına katılımı arttırmak olduğunu söyledi.
Öğleden sonra kamp yakınındaki 130 metrelik Yellitepe’ye gidildi. Oradaki
şartlar 130 mt’lik bir tepede bulunabilecek en iyi uçuş şartlarıydı
herhalde. 25 km termikli rüzgar, Orhan hoca’ya herkesi gözlemlemesine
yetecek fırsatı verdi. Hava o kadar iyidi ki, herkes kalkışın üzerinde 200
mt kadar irtifa kazanabildi, hatta oradan yandaki A tepesine ve hatta oradan
B ve C tepelerine kadar gidip gelenler oldu. Bazılarımız sürekli top landing
yaparak toplam 12 adet olması istenen uçuş sayısını doldurmaya çalıştılar.
Çoğu pilot havanın güzelliğine kanıp inmek istemeyince uçuş sayılarını
tamamlayamadılar.
Benim tam kalkış sırasında bir fren ipim kulbundan çözüldü son anda arka
kolonlarla abort edebildim.
Yellide yaşanan birden fazla çarpışma tehlikesi yaşanan en büyük problemdi
bence .. herkesin birbirini tanımadığı ve aynı seviyede olmadığı bir ortamda
küçük bir tepede 15 kanat zaman zaman büyük tehlikeler yarattı, hatta bi ara
bi pilot alttaki kanadın üzerine oturdu, bir diğerinin kulağı yanındaki
pilotu yaladı filan … aman diyim …

Salı:

Sabahtan yapılan öğrenci pilot sınavından sonra, ptesi yelli’de yapılan
uçuşların video kayıtları Orhan hocanın yorumları eşliğinde izlendi, herkes
yaptığı hataları gördü, doğrusunu öğrendi. Yaşanan en büyük problem olan
hava trafik kuralları hatırlatıldı. Daha sonra pilot eğitimi konuları gözden
geçirilerek ardından pilot yazılı sınavı yapıldı. Eksikleri olanlar tekrar
sınava alındı.
Öğleden sonra eksik uçuşların tamamlanması için C tepesine çıkılması
planından, havanın patlak olması sebebiyle vazgeçildi. Ama bu yk’cılar için
bi engel teşkil etmediği için onlar C tepesindeydiler. Tam havalanacaklarken
Orhan hoca, Türkkuşu genel müdürü İhsan Aygün tarafından konulan “uçuş
yasağı emri”ni onlara aktardı. Sanırım Ismet’ler kendi hocalarını zor
durumda bırakmamak için uçmaktan vazgeçerek aşağıya indiler ve bu uygulamayı
protesto ederek kampı terk ettiler. Bu saçma sapan uygulamadan bi sonraki
mailimde ayrıntılarıyla bahsedeceğim .. azss sonra …
Dolayısıyla bizim akşamüstü yapmayı planladığımız uçuşlar da suya düştü.
Sinir içinde akşamı ettik.
Bu arada sayın türkkuşu genel müdürü, thk tesislerine teşrifleri sırasında
kurum personeli tarafından ayakta hazır ve nazır olarak yeterince şaşaalı bi
şekilde karşılanmadığı için çok kızmış, ve kurum personeline (hocalarımız
dahil) güzel bir fırça kaymış. Buyurun buradan yakın …

Çarşamba:

Vee büyük gün. THK tesislerinde sayın genel müdür tarafından düzenlenen
törenle konuşmaların ardından kurban kesilecek ve durdurulan faaliyetler
tekrar başlayacak. Bizlerden istenen ise, bakan karşılamak için alana
dikilen zavallı ilkokul çocukları gibi törene katılmamız ve “bizlere yakışır
şekilde” davranmamız. Bendeniz muhtemelen böyle bir uygulama sonrası bu
uygulamayı bizzat emreden bir sayın genel müdür karşısında “bizlere yakışır
şekilde” davranamayacağım için Orhan hocanın ricasını reddederek törene
filan katılmadım. Gerçi fare dağa küsmüş dağın haberi olmamış misali ama
olsun ..
Günün devamında C tepesinde havanın uçuşa müsait olmaması sebebiyle, eksik
uçuşları olanlar için yakındaki bir 20-30 metrelik tepeye gidildi. Havanın
bi hayli termikli olması sonucu “çok öğretici” bir gün geçirmiş ve bi hayli
“yıpranmış” olarak dönüldü. Asimetrikler mi istersiniz, iniş yerinden
havalanıp tekrar tepeye konanlar mı istersiniz, yaşayanlar anlatsın artık :)

Akşamüstü uçuşlar ve kurs bitirilmiş olduğu için herkeste bi rehavet vardı
ama, hem orhan hoca pilotları bir de C tepesinde görmek istediği için, hem
de çoğunluk daha önce C tepesinden uçmadığı için hep beraber C tepesine
çıkıldı. Akşamüstü 15-20km arası esen rüzgarda, sakin ve düz bir 5 dakkalık
uçuş beklentisiyle tepede hazırlanırken ilk kalkan Barış’ın bantta
tutunabildiğini gördük. Diğer pilotlar çıkarken Barış kalkışın biraz üzerine
çıkmıştı bile. Uçuşun ilk 10 dakikası, tepenin 30 ila 70 metre altında 15
kadar pilotun hep beraber kazıması ile geçti. Herkes için zorlu bir mücadele
halinde geçen dakikalar, pilotların bu zayıf havada yazdıkları kahramanlık
destanları sonucu birer birer irtifa alarak tepenin üzerine çıkmalarıyla
devam etti. Bu arada sanırım bi-iki kişi bu zorlu mücadeleye yenik düşerek
ilk dakikalarda inönünün serin çimlerine kurban gittiler.
Uçuşun bundan sonraki kısmı rüya gibiydi. Öncelikle C tepesinin 400 mt kadar
üzerine çıkıldı. 20 kanat sakin havada birbirlerinin etrafında dans ediyodu
resmen. Birlikte uçarak en iyi kaldırıcıyı bularak, yanyana uçarken bağıra
çağıra konuşarak, muhteşem manzaranın keyfini çıkardık hep beraber. Daha
sonra yana atlayıp B tepesine hatta oradan A tepesine geçtik, görebildiğim
kadarıyla ilk gün uçtuğumuz Yellitepe’ye kadar gidip gelenler oldu. Toplam
bir buçuk saat kadar muhteşem bir uçuşun sonunda iniş alanının üzerinde
spiraller ve wingoverlar ile inen pilotlar, yerde ağzını kulaklarından
toplayamıyodu resmen :))

Leave a Reply