Geçen haftanın 35km’lik gazıyla bi anda kendimizi ankara yollarında bulduk
bu haftasonu.
Saolsun arkadaşlar misafirperverlikte bir numaraydılar, elimizden tuttular,
yalnız bırakmadılar, başta evsahiplerimiz Muharrem ve Yiğit olmak üzere,
ilgilerini eksik etmeyen Kemal, Hasan, Barış, Cemar ve tüm diğer ankaralı
arkadaşlara çok teşekkürler.
İlk olarak c.tesi günü gölbaşı racon tepeye gittik. Ben uçmaya hazırlanırken
rüzgar tepeye baya bi yanlı geliyodu. Kanadı tepeye çekip düzeltirken ayağım
ankara tepelerinde bolca bulunan o melun taşlardan birine takıldı ve dengemi
kaybederek yere çöktüm, yana yatan kanada düzeltme kumandası vermeye
çalışırken ayağıma dolanan taşlar dolayısıyla bi türlü dengemi bulamadım ve
bi anda power kite haline gelen kanadım beni hızlıca yana doğru yerden
havalandırıverdi. o anda artık düzelmek için yerden güç alamayacağım için
kanada kuvvetlice bir düzeltme kumand … hass kaya geliyo lannnn (bu sefer
acıycak hayskym) … küüütttt …. evvet yandan kalça kemiği üzerine alınan
nefes kesici bir darbe sonrası düzelen kanat ve ben nihayet havadayım,
acıdan ateş saçan gözlerimle iniş yerine kısa bi ampul uçuşu sonrasında
bugüne kadar hep başkalarına yar olan anında soğuk kompres paketlerinden
birini nihayet kendim için de kullanıyor olmanın mutluluğunu (!!) yaşarken,
diğer yandan ankara XC rekorunu kırma denemesinin ilk 30 saniyesinde bütün
günümü mundar etmiş olmanın hezimetiyle izleyen dakikalarda elalemin 500-600
mt ATO yapıp ordan da alay edercesine :)) spiral ve wing-over’larla tepeye
geri dönüşlerini, tepemizde oluşan koca koca bulutları vs izlemekle yetinmek
zorunda kaldım.
Harnessimin (profeel L) yan koruması olduğu halde hem tam oturma pozisyonu
alamadığımdan hem de yerde bi süre sürüklenme olduğundan yan koruma bu
olayda işe yaramadı, yan korumanın üzerinden kaya ile direkt bir temas
gerçekleşti, çömleği çatlatıyoduk az daha. Kısaca korumaya güvenmeyin ama
korumasız kalmayın.
Bu arada bana gösterilen ilgiyi kıskanarak çok daha iyisini yapan ve bütün
ilgiyi kendine toplayan Cemar’ı da hafiften kıskanmadım değil hani :)) ..
allahtan şu soğuk kompreslerden bolca almışız da ona da yaradı bu arada
Pazar günü ise Cemar tepesine gidip şööle güzel bi parawaiting’den sonra
akşamüstü yelkeni yaptık hep beraber. Özellikle Yiğit ve Aycan’la beraber
döndüğümüz son termik gerçekten çok keyif verdi doğrusu.
Kardeşim biz alışık diiliz ööle daşlı gayalı tepelere, meret canını yakıyo
adamın ööle bööle diil yaa, neyse biz artık sıramızı savdık, ankaradaki
diğer arkadaşları da istanbula iade-i ziyarete bekliyoruz, tepelerimiz
kesinlikle taşsızdır, termiklerimiz çok güzel olmasa da soaring’imiz
eşsizdir, bekleriz efendim ..
Hakan Akçalar
Not 1: Ankara’nın tepeleri taşlı, özellikle yanlı ve boru rüzgarlarda
sevimsiz
Not 2: Akşam yemeğine Tabbak’a gitmeyin
Not 3: Ankara’nın termikleri çok güzel, geniş, rahat ve her yerde .. Ah
bizde öyle termikler olcakti kii .. tesis yok oolm tesis ..
Not 4: Tabbak’a giderseniz Bahar’ı yanınıza alın, elemanları çok güzel
tepeliyo ..
Not 5: Bizi özellikle rüzgarın yan geldiği taşlı tepelere götürerek
cansiperane bi şekilde rekorlarını koruyan ankaralı arkadaşlar, size diyom,
biz dahaki sefere bu kadar ucuz kurtulamazsınız
Not 6: Ankara’da ulaşım problemi var, şu mancınık olayını geliştirelim diyom
ben ..
Not 7: Şu soğuk kompres olayı bayaa işe yarıyo (yani lazım oluyo maalesef)
tavsiye ederiz.
Not 8: Başkent işkembecisinin çorbası da bir başka lezzetli oluyo canım ..
mmmhh, lezizzz