Arkadaşlar, soran olursa ben hala kayserideyim ..
Bu haftasonu kayseriye rekor peşine gidiyoruz deyince sağolsun dostlar, “rekor kırmadan dönmeyin” diye mesajlar göndermişti de ..
Bişey değil, olay üstümüze ihale kaldı, zaten 100+ noteri olduk bi nevii, bi de meteoroloji tahminlerini de bize çaktılar, bu stresle daha ne kadar gideriz bilemiyorum yani ..
Cumartesi ali dağda hazırlandık bekliyoruz. Hava bi türlü çalışmak bilmiyor, bir gıdım termik rüzgarı, bulut yok piyasada .. millet çıkıp iniyor bi daha geliyor, biz bekliyoruz, bir çıkalım pir çıkalım, niyetimiz rekor ya hani ..
Anlaşıldı hava geç pişecek, ben dedim saat 3’te bu hava pişer .. Derken sayılı saat çabuk geçer, saat oldu 3, ufaktan başladı termik rüzgarı ..
Ziya çıkıyo gidiyo biyerlerden termik bulup tepemizde dönmeye başlıyo filan, dedim tamamdır, ziya yükseliyosa biz pwc yarışmacıları bölgeyi tanıyoruz, kanatlarımız performanslı filan haydi haydi yükseliriz, çekip çıktım 2. 3. sıradan.
Uçuşumun yorumsuz kaydını ziyanın formatta vereyim:
kalkis yapilan dag : Ali dagi Kayseri
kalkis yeri yuksekligi : 1750 m.
inis yeri yuksekligi : 1050 m.
max vario : -1.0
min vario : -5.4
max irtifa : 1750 m.
ucus saati : 2 dk.
gidilen mesafe : 100mt (aytemiz patlama alanı)
kanat : DHV2
pilot : Haftanın patlağı
Resmen baara baara patladım aytemize .. bi de hazırlanmışız astronot gibi, 2 kat eldivenler, polarlar uçuş tulumları, gps, vario, telsiz, müzik, her taraf kablolar, hatta iyi hızlı süzülelim diye 10kg’ya yakın su balast, indiğim yerde aç kalmayayım diye yiyecek vs vs .. Aytemiz sıcağında bi de sinirden ter boşanmaya başladı birden, eldivenleri filan çıkartıp nası fırlatıyorum yere bildiğiniz gibi değil. Tam kaskı da çalacam yere Cenk sağolsun yapma etme diyerek kurtardı valla ..
Aksi gibi de yaraya tuz banar gibi (to add insult to injury) millet benim ardımdan başladı mı yükselmeye ! Hadi yükseldin bi de dönmezler mi arkaya ! Hadi döndün bi de başlamazlar mı ovada krosa ! bittim ben arkadaş ! haftasonu özayın yanında çapa yapsaydım da o anı yaşamasaydım yani :)
Telsizden uçuşları takip ediyoruz, millet başladı ufak ufak ovada patlamaya, geriye bitek ziyanın sesi kaldı telsizde:
“abiler, beni ellemeyin, ilk krosumu gidiyorum, gidecem ben!”
Hadi ben patladım, kardeşim bu grupta cool babası var, yurdaeri var, uğuru var, ziya’ya gelene kadar var oğlu var, siz neden patlarsınız bre !
Yok abi ben çamur atmadan duramayacağım ve Gin amcanın özlü bir sözünü hatırlatmadan geçemeyeceğim:
“Cross country comes by chance”
evet ctesi aytemize patlayarak haftanın patlağı ödülünü elime almış
olabilirim ama bir gün daha var di mi ?
pazar günü uyanır uyanmaz ilk iş havaya baktım, uzaklarda erken bulutlar
oluşmuş bile ..
millete diyorum geç kalmayalım,
“dün de erkenden çıktık 5 saat tepede piştik” diye cevap geliyo ..
neyse biz yine çok geç olmadan alidağdayız, etraf ufak ufak bulutlanıyo, ben
de vakit geçirmeden hazırlanıp öyle beklemeyi tercih ediyorum. Bulutlar
alidağın üzerinde oluşmaya başlayınca ben de çıkacam, plan bu ..
Bu sefer önden Yurdaer çıktı .. ben hiç bir kanadın bu kadar hızlı çöktüğünü
görmemiştim, hatta bi ara bastırıcıdan dolayı ufak bi kapanma bile oldu ..
amanın ..
İkinci çıkan Uğur oldu, rüzgar hafif sollu geliyo, termik de oradan
kopuyodur diye önce sola gitti gözden kayboldu, bulamayınca çökerek sağ
tarafa gitti, tepenin sağ açıklarında bişeyler bulur gibi oldu başladı
dönmeye ..
Ben de son hazırlıklarımı yaptım, baktım uğur hala dönüyo, fırladım uğurun
peşine, hani garanti termik ya !
Uğur’un bi elli metre altında aynı hizaya geldim, ee hani termik ? baktım
uğur da dönmeyi bırakmış deli danalar gibi etrafta aranıyo. Bu arada zaten
rüzgar soldan geliyo, biz de tepenin sağına gitmişiz, geri dönüş mümkün
değil. Termik bi vuruyo sonra daha da rüzgar altına kaçıyo, biz kovalıyoruz
uğurla: iki tur dön, kaybet, rüzgar altına git bul 2 tur daha dön …
Biz böyle böyle iyice tepenin rüzgar altına, yani bastırıcı ve rotor
bölgesine girdik, allahtan irtifamız var da tırsmıyoruz ama bu türbülans ve
kuvvetli rüzgar zaten zayıf olan termikleri iyice dağıtıyor, tam dönmeye
başlarken kaybediyorsunuz ..
Kalkış seviyesinin yaklaşık 100-200metre altında tutunmaya çalışarak tepenin
arkasına (araba yolunun tepeye bağlandığı yere) kadar debelenerek geldik.
Bakıyorum olacak gibi değil, orada yer seviyesi de tepenin ön tarafından
yüksek, yere pek bişey kalmamış durumda, biraz daha rüzgar altına gidersek
tepenin yolundan iyice uzaklaşıcaz, patladığımız bi yana bi de eşşekler gibi
yürümemiz gerekecek. Zararın neresinden dönsek kardır bari yürümeyelim deyip
ben yola insem diye düşünürken Uğur’un “abi buldum termiği gel gel” sesi ile
başladık yine dönmeye. Bu sefer hedef başakpınar … arada biyere patlamamak
için kasıyoruz yani ancak .. tabii yine termik dağılıyo filan, bende sinir
minir kalmadı, tutmayın beni, inecem ben modundayım ..
İttire kaktıra başakpınara vardık, dedim buradan çıkarsak ne ala yoksa
buraya indik ..bişeyler bulur gibi olduk ama yine kaybedince uğur kalan
irtifasıyla ana yola yetişmek için uzadı. Ben daha kötü durumdayım, ana yola
da yetişemeyecem, dedim ben başakpınara patlayayım. Tepemiz her taraf bulut
dolu ama yere güneş vurmayınca termik de kopmuyor meret !
Derken başakpınarın üzerinde az bi irtifa kala güzel bi termik buldum,
kaybedecek bişey yok, sardırdım dönüyorum. Böylece ana yola uğurun yanına
yetişirim diye ümidediyorum. Hani amacımız şööle güzel uygun bi yere
patlamak, yoksa ööle kros mros değil yani :)
Neyse ana yola da geldik, ama artık irtifa kaldı bi 100 metre bişey, ben
artık uzun ve yumuşak bi tarla seçmeye çalışıyorum, yer hızım 60-70km/h,
aşağıya bakıyorum tarlalarda başaklar rüzgardan dalga dalga !
Tam bi tarla beğendim, varyo ötmezmi ! dönermisin dönmezmisin hadi bakalım
…
Dedim nasılolsa yolun üzerindeyim, ha 15kmden dönmüşüm ha 20kmden, bi
döneyim bakayım ..
Klasik kayseri: ovada alçalırsın, inişe 100metre kala ne ölürsün ne
yaşarsın, döneee dönee gidersin .. Aynen de öyle oldu, bi buldum bi
kaybettim derken 3-5km gittik rüzgarla döne döne ..
Dedim bundan sonraki termikle çıktım çıktım yoksa kesin patlayacam artık,
bir sarıldım termiğe, yatırdım kanadı sağa, gözüm kulak ucumda, kulağım
varyoda, kitlendim termiğe. Namussuz arada sırada merkezi kaymış gibi feyk
atıyo ama yemedim bu sefer, dönüşü hiiç bozmadan devam … arada zayıflıyo,
artıyo filan, ben böyle böyle bulut tabanına kadar yarım saat hiç bozmadım.
Bu arada Akınla konuşuyoruz, dur bekle koptum geliyorum diyo.
Akın bu biliyorum gelir, yakalar ve geçer hatta .. dedim ben mevlana oldum
dönüp duruyorum, sen gel bekliyorum. Heyhat, cool baba yeni kanadına
alışamamış olacak, ovada patladı.
Yapacak bişey yok, tepedekilerle konuşuyorum, sen kaç kendini kurtar, burada
hava patladı filan diyolar, bakıyorum önüm açık, devam ..
Yer hızım 60-70km/h, her taraf bulut dolu, dedim bu sefer tutturdun hakan
olum devam, 100 geliyo ..
Oto-gazı hallettik, amma ve lakin termikler tutukluk yapıyo, bulutun altı
kapkara, termik yok ! iyice altına giriyorum, çekmeye başlarsa kenarına
kaçarım diye ama nerdee…
Termikler sıfırlanıyo, hele bi bırak da uzamaya çalış, bi anda -5m/s ile
düşmeye başlıyorsun .. hal böyle olunca sıfır da olsa dön baba dön, bi hal
olduk yani ..
Neyse uzun sürmedi, ufukta pınarbaşı göründü. önünde bir baraj gölü,
arkasında güzel bir tepe. Baraj gölünün üstü mavi, anlaşılan termik
çalışmıyo .. dedim ben bulut tabanından şu pınarbaşının arkasındaki tepeye
uzayayım, yolda da irili ufaklı çıkıntılar var kesin yolda bişeyler toplar
postu tepeye bi attıkmı 100+ hemen tepenin ardında :)
Yav kardeşim, hiç mi vurmaz bi termik yaa, 15km süzüldüm tepenin eteğine zor
yetiştim, alçak kaldık tabii, hadi hadi diyorum bi termik be noolur bee, bi
iki vurur gibi oldu, yere yakınım, rüzgar haywan gibi, bi döneyim dedim tam
arkaya dönüşte termikten de düştüm, allaam olmuyo olmuyoo. Bi yandan yere
bakıyorum, otlar rüzgardan başını kaldıramıyo, heryer taş toprak, dedim
burda inişte bi sürüklenirsek tam zçarız, etrafta bi insanoğlu yok, olsa ne
yazar ya …
Kasmalıı mı kasmamalııı mı … (Bülent Ortaçgil makamında okunacak)
Ve bir 100+ daha parmaklarımın arasından kayıp giderken, ben de ana yoldan
epey bi uzakta iniş yapmak zorunda kaldım. Bi yandan haywan rüzgarda tek
başıma kanat katlamanın ne kadar zor olduğunu uygulamalı olarak hatırlarken,
diğer yandan “ulan elimden ucuz kurtuldun, bu kadar kolay bırakmazdım ya”
diye 100+’a saydırıyorum, delimiyim neyim ben yaa.
Neyse yola bi 5 km yürürken aklım başıma geldi biraz, dedim bu kadar kolay
olsaydı zevki olmazdı zaten, hem bi dahaki sefere belki gurup halinde
yaparız 100+’ı daha zevkli olur,
di mi ama :)